31 Ağustos 2017 Perşembe

6 ayda 27 kilo nasil gitti? :-)

Uzun bir aradan sonra selam dostlar,

Herkese detayli olarak anlatacagimi soyledigim yaziyi ancak yazma firsati buldum. Ancak Turkce klavyem olmadigindan Turkce harfler olmadan yazabiliyorum, kusura bakmayin lutfen.

Yaklasik 2 yil kadar once New York'a tasindigimizda, herkes bizi buradaki yiyecekler konusunda uyarmisti ve cok kisa surede kolaylikla kilo alacagimizi soylemislerdi. Buradaki porsiyonlarin buyuklugu, yiyecegin ucuzlugu ve fazla miktarda hormon ve Gdo'lu urun kullanildigi icin insanlar obezlik sinirina hizlica geliyordu, yani bize boyle anlatilmisti.

Esim Serhat ile birlikte zaten bizim vermemiz gereken kilolar vardi, ustune bir de kilo eklenmesi soz konusu olamazdi. Bu nedenle acilen onlemler almaya karar verdik.

Oncelikle durum suydu:
Ben kilolu degildim ama sporculuk zamaninda dizimden gecirdigim ameliyatlar nedeniyle dizlerimde sorun var ve ortalama 10 kilo vermem gerekiyordu. Buraya geldigimde 87 kiloydum ve 14 kilo vererek 73 kiloya dustum...Serhat ise 125 kiloydu, 27 kilo verdi ve su an 98 kilo. 125 kiloyken metabolik sendrom ile birlikte tiroid sorunu da vardi. Metabolik sendrom: Gut baslangici, kolesterol, insulin direnci ve karaciger yaglanmasi. Uzerine baslangic derecesinde de hipertansiyon... Turkiye'de iken binbir cesit ilaclar, diyetistenler, cesit cesit diyetler, spor dahil herseyi denememize ragmen 3-5 kilo araligindan fazla kilomuz hic gitmedi. Sekeri ve ekmegi bile yuzde doksan oraninda birakali 10 yil olmasina ragmen pek birsey degismemisti. ( Bu arada soru uzerine zorunlu ekleme: ben 1.83 cm esim ise 1.89 cm boyunda, yani uzun boyluyuz. )

Buraya tasindiktan sonra daha kotu olacagi umulurken, tam 6 ay icerisinde ben 14 kilo, Serhat da tam 27 kilo verdi ! Ve Serhat'in yukarida saydigim tum hastaliklari da yok oldu! (Tiroid haric). Doktor tahlillerimizde butun degerler mukemmel cikti. Belirgin ve kati bir diyet yaptigimiz soylenemez. Yani saglikli besin oldugu surece neredeyse herseyi yedik. Kac beden inceldigimizi ise sayamiyorum bile, su an eski giysilerimiz sanki bize hic ait olmamislar gibi duruyor... Bunu nasil yaptigimizi asagida ayrintisiyla anlatacagim. Sozkonusu kilo kaybinin iki ayri kiside olmasinin, bu isi rastlanti disina cikardigini dusunuyorum. Ve sunu eklemek isterim, burada amacimiz sadece kilo vermek degil, ayni zamanda hayatimizdan zehirleri cikarmak... Ilk okurken karisik gelirse korkmayin, temel mantik sadece ayni yiyecegin saglikli alternatifini kullanmak, bu kadar basit.

Oncelikle Trader Joe's market zincirini acan adama dua ediyoruz:-) Cunku onlarin musteri taahhutlerine gore, kendi markalari olan hicbirseyde Gdo- katki maddesi-kivam artirici-zararli kimyasallar yok. Ve herseyi kendileri California'da akil almayacak kadar buyuk arazilerinde yetistirdikleri icin ve araci olmadigindan organik urunleri disariya gore oldukca ucuz. Bu nedenle butcemize de fazla zarari olmuyor. Fakat organik urunler burada her markette var, sadece Trader Joe's a gore daha fiyatli.  Standard marketler disinda Whole Foods faktoru de var, Trader Joe's ile ayni ama daha pahalisi...

Yaptiklarimiza gelirsek, oncelikle sunu ogrendik: Asil sorun aslinda yiyeceklerdeki katki maddeleri, Gdo teknolojisi, tarim ilaclari, kivam artiricilar, boyalar vb imis! Yazida verdigim organik urun ornekleri Amerika'daki urunler ama bir suredir TR'de olmadigimdan onlarin orada alternatifleri var mi hic bilmiyorum, umarim vardir...Bunun disinda, yiyecek disinda hayatimizdaki zehirleri cikarmak adina baska denedigimiz bir kac saglikli oneriyi de yaziya ekledim:

1- Alabilecegimiz herseyi organik aldik. Ancak, "all natural" veya organik yazmasi yeterli degil. USDA onayli, damgali ve sertifikali organik olanlari aldik, geri kalanlari zaten organik falan degil. Sebze meyve icin internette "dirty dozen" diye ararsaniz, mutlaka organik almaniz gereken 12 sebze-meyveden bahseder. (Ben yine de asagiya yazacagim linkini). Bunlari organik almaniz yeterli, diger sebze ve meyveyi organik almaniza gerek yok. Bu 12 meyve ve sebzedeki tarim ilaci orani o kadar yuksek ki, yikasaniz da cikmaz, cekirdegine kadar islemis durumda.... Sertifikali organik demek zaten Gdo'suz demek ve ayrica pesticide yani tarim ilaci da kabul edilebilir degerlerin altinda demek. Bu konuda Amerika bir cennet. Akliniza gelen herseyin organik alternatifi mutlaka var, bu bizim en buyuk sansimiz oldu. Koy pazarindan aliyoruz diyenler icin, koyluler de ilac kullaniyor arkadaslar, bu gibi seylere aldanip colugunuzu cocugunuzu zehirlemeyin. Isin onemli kismi kontrol ve maalesef Turkiye'de bu isin kontrolu yok.

Dirty dozen: http://www.organic.org/articles/showarticle/article-214
https://draxe.com/dirty-dozen/

2- Non-GMO yani Gdo'suz urunler. Sayet organik alternatifi varsa o zaten Gdo'suz demek. Gdo'suz demek, genetigi degisitrilmis organizma degil demek yani bu teknoloji kullanilarak gidanin yapisi degistirilmemis ve dogal hali oynanmamis. Yani Gdo bir madde degil, bir metot. Biz organik bulamadigimizda o zaman Non-Gmo sertifikali olanlari aldik. ( Evet bunun da sertifikasi var.) Bu cok onemli birsey cunku bir urunun genetigi ile oynandiysa, artik o urun kesinlikle bambaska birseye donusuyor ve ben kimya urunu birseyi yemek veya icmek istemiyorum, denek olmaya niyetim yok.

3- High fructose corn cyrup- Misir surubu: Icinde misir surubu olan HICBIRSEY yemedik ve yemiyoruz. Kilo konusunda en ama en onemli sey bu. Aldiginiz herseyin etiketini okuyun, yediginiz nerdeyse butun cipsler, cikolatalar, icecekler, biralar, hepsinde misir surubu var... Burada bunlarin hepsinin Gdo'suz versiyonu var. Iceceklerin de gazsiz ve organik olanlarini tuketiyoruz. Bira olarak Guinness veya Brooklyn Lager iciyorum, Gdo'suz bira bunlar...Kokteyllere gelince, kullanilan suruplarin hepsi maalesef misir surubu iceriyor :-(  Normal pancar sekeri ile yaptirabiliyorsaniz en azindan daha iyi olur. Cikolata ise sadece %70 uzeri sade bitter cikolata veya organik cikolata aliyoruz. Etiketini mutlaka okuyoruz. Dondurmayi da organik aliyoruz.

Organic Icecek ornek: https://www.traderjoes.com/fearless-flyer/article/2122
Not: Bu urun Turkiye'de uretiliyormus. O halde niye orada bu tip organik icecekler yok???

4- Et-tavuk-balik: Tavuk mutlaka sertifikali organik olmasi lazim, en kotu ve tehlikeli sey tavuk. Et mumkunse antibiyotik verilmeden yetistirilmis olsa iyi olur ama biz ete cok fazla bakmiyoruz.  Salam ve sosis: Mutlaka icinde nitrit/nitrat olmayan olmasi lazim. Biz nitrite-free ve organik olan sosis bulduk, onu aliyoruz...Sucuk: zaten ayda bir aliyoruz, o klasik bir Turk urunu oldugundan burada organik alternatifi yok, o nedenle bakmadan yiyoruz mecburen. Balik ise mutlaka "wild caught" aliyoruz yani farm-raised (ciftlik baligi) kesinlikle almiyoruz ve yemiyoruz. Ciftlikte yetisen baliklarin ne kadar zararli maddelere maruz kaldiklarini mutlaka duymussunuzdur.

Organic sosis: https://www.traderjoes.com/digin/post/organic-grassfed-uncured-beef-hot-dogs
Organic tavuk: https://www.traderjoes.com/fearless-flyer/article/1119
Salmon: https://www.traderjoes.com/fearless-flyer/article/443

5- Bal: Organik raw bal aliyoruz, mat renkli, taneli ve islenmemis. Harika bir tadi var. Her sabah bundan yarim tatli kasigi aliyoruz. Bazen de cok faydali olan Manuka bali aliyoruz, onu da ayni sekilde kullaniyoruz.

Organic raw honey:  https://www.traderjoes.com/fearless-flyer/article/394
Manuka honey: https://www.amazon.com/Trader-Joes-Manuka-Honey-8-8/dp/B00J6IL12I

6- Kahve ve cay: Mumkunse organik aliyoruz. Decaf olursa mutlaka water-decaffinated olmasi lazim yani kimyasal yolla kafeini alinmissa iyi birsey degil. Cay ise organic olsa cok iyi cunku ozellikle bitki caylarinda icinde ne oldugunu veya nasil yapildigini bilemezsiniz, bir cok zararli kimyasal olabilir.
Cay ornek: https://www.traderjoes.com/digin/post/organic-ginger-turmeric-herbal-tea

7- Apple cider vinegar (mother inside ) Resmini asagiya koyuyorum. Her aksam yemeginden once bir bardak suya bir kasik karistirip iciyoruz. Bu da ham, islenmemis ve filtre edilmemis olmasi lazim, muhtesem faydalari var.

Apple cider vinegar: https://www.amazon.com/gp/product/B003Y7A6PA/ref=s9_dcacsd_dcoop_bw_c_x_3_w

8- Limon suyu: Her sabah ac karnina bir bardak ilik suya yarim limonun suyunu iciyoruz. Limonu organik degil normal aliyorum.

9- Su: Butun su kaplarimiz BPA free. Gunde en az 2.5 litre su iciyoruz. Mataralarimiz hep yanimizda.

10- Her sabah mutlaka organik yulaf ve cereal yiyoruz. Bunlar organik olmazsa tehlikeli cunku cogu gereginden fazla Gdo'lu... Eskiden de en az 10 yildir sabahlari cereal yiyordum ama Gdolu ve katki maddeli misir gevrekleri ile sagligimi daha da bozuyormusum! Cereal mutlaka organik veya Non-gmo olmasi gerekiyor.

Ornekler: https://www.traderjoes.com/fearless-flyer/article/1275
https://www.traderjoes.com/digin/post/organic-purple-maize-flakes
https://www.cascadianfarm.com/products/cereals/cereal

11- Sut-yumurta-yogurt: Sut ve yumurta mutlaka organik olacak. Yogurt ise hem organik hem de katki ve kivam artirici madde konulmamis olani olacak. Ornek yogurt linki asagiya koyuyorum. Bu yogurtun icerisinde, yogurt kulturu disinda hicbirsey yok ve hayatimda yedigim en guzel yogurtlardan birisi. Kivami daha sivi ve kremamsi cunku icinde kivam artirici yok. Adi: Trader Joe's European Style Organic Yoghurt.
Yogurt:
http://www.fooducate.com/app#!page=product&id=501C07C8-4C95-11E0-A55F-1231380C180E
Sut: https://www.organicvalley.coop/products/milk/

Evde yogurt yapanlara onerim, organik sutle yapin yoksa evde yapsaniz da hala icerisinde istenmeyen maddeler olacaktir.

12- Avocado faktoru: Guacamole haftada en az 3 gun yiyoruz. Avocado kadar faydali birsey yok. Ancak onunla yedigimiz tortilla cipsleri mutlaka organik aliyoruz. Avocadonun ise organik olmasina gerek yok, dirty dozen listesinde yer almiyor.

Organic tortilla chips: https://www.traderjoes.com/fearless-flyer/article/1754

13- Islenmemis ham coconut oil: resmini asagiya koyuyorum, bundan gunde bir kasik yedigimiz herhangi birseyin icine atiyoruz, cok faydali birsey.

Organic coconut oil: https://www.traderjoes.com/fearless-flyer/article/1520

14- Misir: organik degilse asla yemiyoruz. Cunku su an Gdo konusunda bir numarada....

15- Un: Mumkunse organik ve beyazlatilmamis undan eski maya ekmegi yapiyorum. Degilse disaridan organik ekmek aliyoruz. Bulamazsak da zaten az ekmek yedigimiz icin ne bulursak yiyoruz. Yani eger canimiz isterse cunku pek ekmek tukettigimiz soylenemez.

 Organic unbleached flours: http://www.kingarthurflour.com/shop/flours/organic-flours

15- Evdeki sampuan- bulasik deterjani vb herseyi dogal ve organik olanlari aldik. Yiyecek saklama kaplarimiz ya camdan ya da BPA-free plastik.

16- Biraz abarti gelebilir ama dus perdelerinin plastiginin sicak suyla temasindan cok ciddi zararlara yol actigini okumustum. Bu nedenle pahali olmayan "Peva" malzemeli dus perdeleri var, onu kullaniyoruz, linkini asagiya koyuyorum:

https://www.walmart.com/ip/Zenna-Home-India-Ink-Bubble-Bath-Peva-Shower-Curtain-Liner-Frosted-Teal-Blue/45032247#about-item

17- Yemek rutini: Sabah: Limonlu su, organik cereal, kahve... Oglen: Ne isterseniz. Ama porsiyonlari abartmayin. Ben ise giderken yanimda goturdum cunku zaten Amerika'da adet boyle, isyerleri genelde yemek vermiyor, herkes kendisi getiriyor. Boylelikle kendi aldigim saglikli seyleri oglen de yeme firsatim oldu... Aksam: Mumkunse 7:30'dan once yemeye calistik ve eski aliskanliklari birakarak bir kac cesit yemek yapmadik. onun yerine mesela et yaptiysak yanina sadece salata, yogurt ve peynir tabagi koyduk. Pilav yiyeceksek de onu normal yemekmis gibi yaninda salata ve izgara sebzeyle falan yedik. Yani herseyi sebze ile eslestirdik. Salata olmasa bile izgara sebze veya peynir vb olabilir...Tabaklari eskisi gibi agzina kadar doldurmuyoruz, zaten diger yanina koydugumuz aperatiflerle birlikte mide doluyor. Gece saat 10 gibi ise decaf kahve veya organik bitki caylari ile birlikte birkac parca bitter cikolata ile bir avuc badem veya ceviz yedik abur cubur olarak. Tatli olarak ya organik dondurma ya da bitter cikolata tuketiyoruz. Dondurma bir top yeterli. Boyali gidalar veya sekerler kullanmiyoruz.

18- Yurumek... New York'ta zaten herkes cok yuruyor, buranin olayi bu. 24 saat toplu tasima var diye arabasi olan da az cunku zaten korkunc park sorunu var. Zorda kalirsak Uber var. Ama en onemlisi yurumek, yurumek. Allah ne verdiyse yuruduk. Ama yuruyuse cikmak anlaminda degil, surekli bir rota belirledik, gezmeye gittik yani. Baslangic ve bitis rotalarimizi cizdik ve dustuk yollara. Kopruler dahil herseyi yuruyerek gectik. Ve sehri de sokak sokak kesfetmeye ciktik. Yeni birseyler kesfettigimiz icin hic de bunalmadik cunku keyifle geziyorduk. Cogu zaman rotamiz bittigi halde devam ettik cunku hakikaten kesfetmek cok heyecanli... Bazi gunler kisa rotalarla 5000 adim, bazi gunler ise 20.000 adimi bile gectigimiz oldu. Elbette her gun yurumedik ama mesela haftada 2 gun mutlaka uzun yuruduk. Diger gunler de gidecegimiz kisa yerlere yuruyerek gittik. Ve ekleme: Orta tempolu yuruyusten baska hicbir spor yapmadik...

19- Konserveler: Organik olanlarini aliyorum, burada alternatifleri cok var. Hazir corbalar ise, kutuda olan organik corbalardan aliyorum. Ornekler asagida:

Organic soup: https://www.traderjoes.com/fearless-flyer/article/244
Organic beans: https://www.traderjoes.com/fearless-flyer/article/2883

20- Soslar: icinde binbir cesit katki maddesi olan seyler bunlar. Ama burada organik alternatifi var. zaten Sriracha (organik degil ama seviyorum), organik hardal veya organik barbeku sos aliyorum. Salca: Yine organik olanini Trader Joe's tan aliyorum.

21- Tencere ve tavalar: Teflonlarin hepsi cope gitti. Seramik veya celik kullaniyoruz.

22- Yaglar: Misirozu yagi hayatimizdan cikti cunku icinde Gdo'lu misir var. Su an bunun organik alternatifine rastlamadim ama ben de simdilik coldpressed zeytinyagi, aycicek veya coconut oil kullaniyorum. Salatalarda organik zeytinyagi, yemeklerde ise organik olmayan ama katkisiz zeytinyagi kullaniyorum. Ornekler:

https://www.traderjoes.com/digin/post/guide-to-evoo

Genel dikkat ettigimiz kurallar bunlardi ama elbette haftada bir disarida yemek de yedik ve yedigimiz yerler de organik mi diye pesinde kosmadik. Ama yine de dikkatli yedik, mesela tavuk yemedik veya icinde Gdo veya misir surubu olduguna emin oldugumuz seyleri siparis vermedik. Hayatimizda kola turu gazli icecekler yok, maden suyu bile yok (icinde fazla sodyum var). Su an artik bunlari icmeye ugrassak bile icemiyoruz, o derece midemiz bulandi cola tipi iceceklerden...Ya organik aliyoruz, yoksa organik meyve bulup kaynatiyoruz.

Organik kullanmaya baslayinca sunu farkettik, aldigimiz her urun cok cabuk bozuluyordu. Icerisinde katki maddesi olmadigi icin raf veya dolap omru de kisa oluyor.

Saglikli yasam yoluna girmek su anlama geliyor, siradan bir markete girdigimizde maalesef alabilecegimiz seyler cok sinirli. Bu yola girerseniz sizin de ayni sey olacak, etiket okuma uzmani olacaksiniz ve bircok koridoru es gecmek zorunda kalacaksiniz. Ve ne kadar uzun zamandir zehir yedigimizi farkettiginiz zaman ise daha da kotu hissedeceksiniz ve eski yediginiz seylere eliniz dahi gitmeyecek...Bu nedenle biz alisveris listemizi hep duzenli tutup mutlaka iki haftada bir gidip ne lazimsa toplu aliyoruz.

En onemlisi, istedigimiz kiloya geleli bir yili gecti ve hala ayni kilodayiz ve kilo da almiyoruz.

Umarim bu urunlerin alternatifleri TR'de vardir, yoksa da belki birilerine is fikri vermis olurum, birileri yapar da insanlar da faydalanir. Yoksa da, ana fikri asagi yukari anlatmis oldum, insanlar belki kendileri alternatif yollar yaratabilirler.

Eklemek istedigim bir sey de su, artik uykumuz da duzene girdi, bunun da yukarida anlattiklarimla baglantisi oldugunu dusunuyorum.

Aklima geldikce listeye ekleme yapacagim. Bu konulari arastirirken ciddi zaman gecirdim ve herkese de yardimci olmaya hazirim, bir sorunuz olursa lutfen yazin, memnuniyetle cevaplarim...

Fiyatlarla ilgili bir ekleme: Bu urunleri burada dar gelirli olan insanlar bile alabilir, kazanca gore yiyecek fiyatlari bu ulkede cok uygun.

Arzu New York'tan bildiriyor :-)
Saglicakla kalin!

8 Haziran 2016 Çarşamba

New York'tan selamlar

Artık yazılarıma New York'tan devam ediyor olacağım. Mümkün mertebe buraya gelecek kişilere yardımcı olabilecek temel bilgilere dair bir giriş yazısı hazırlıyorum, yakında sizlerle :-)

Giriş değil, bunca yıldan sonra bloğun yeniden canlanması diyebiliriz aslında...

İstanbul'da kariyeri bırakıp Kaş'a gidip bar açma macerası ve sonra New York'a gidip orada kariyere devam etmeye çalışma macerası. Bir hayli kafalar karışık gibi görünse de, aslına bakarsanız artık çok daha net :-) Çünkü neyi aradığımı buldum diyebilirim...
Görüşmek üzere!

Not: Sevgili Evren kendi sitesinde Türkiye'nin en eski blogları isimli bir yazı hazırlamış, artık benim bloğum da listede, kendisine yeniden yazmama vesile olduğu için teşekkür ediyorum :-)  O listede o kadar çok eski blog camiası insanları gördüm ki, bir hayli nostalji oldu doğrusu :-)

http://www.evrengunlugu.net/2016/05/30/turkiyenin-en-eski-bloglari/


1 Aralık 2014 Pazartesi

8 Ocak - Elvis Presley anısına Meme Kanseriyle Mücadele Konseri !

"Elvis Presley Türkiye Resmi Fan Kulübü", "Memeder" ve "Serhat Kaner" işbirliği ile, 
Elvis Presley anısına Meme Kanseriyle Mücadele Konseri
    
Elvis Presley'in doğum günü olan 8 Ocak tarihinde dünyanın her yerinde konserler düzenleniyor.

Türkiye'de ise, Elvis Presley Türkiye Resmi Fan Kulübü ve Memeder ( Meme Sağlığı Derneği), 8 Ocak Perşembe 2015 tarihinde İstanbul Jolly Joker'de, Serhat Kaner ve grubunun sahne alacağı bir etkinlik düzenliyorlar. Bu etkinliğin amacı, bir taraftan Elvis'in anısını onurlandırırken, bir taraftan da meme kanseriyle mücadele konusunda insanları bilinçlendirmek ve Memeder çalışmaları için kaynak sağlamak olacak.

Bilindiği gibi Elvis Presley, Rock'n Roll müziğinin Kralı olarak anılmasının ve dünyanın en önemli  şarkıcılarından biri olmasının yanı sıra, aynı zamanda sosyal yardımlaşma derneklerine en çok bağış yapmış olan sanatçıların başında gelmektedir. Şu an Elvis'in kendi kızı tarafından bu sosyal yardımlaşma çalışmaları halen devam ettirilmektedir. Elvis Fan Kulübü olmanın birinci şartı ise, yapılan etkinliklerle sosyal yardımlaşma ve bilim derneklerine katkıda bulunmaktır.

Elvis Presley Türkiye Resmi Fan Kulübü de, Elvis'in doğum günü etkinliğini, Elvis'in yardımsever karakterine yakışır şekilde kutlamayı amaçlamaktadır, bu nedenle de desteklemek için bu etkinlikte  Memeder ile birlikte çalışmakta ve son yıllarda ülkemizde çok hızla yükselen bu hastalığa karşı savaş açmaktadır.

MEMEDER, son derece saygın ve konularında uzman Bilim adamları, Gönüllüler ve Meme Kanserini  yenmiş Survivor Kadınlarımız ile birlikte meme sağlığı konusunda toplumu Kendi Kendine Muayene,Tarama ve Erken Teşhisin Önemi konularında bilinçlendirmek, sosyal- psikolojik destek vermek, yaşam kalitesi ve süresini uzatmak, bilimsel proje ve sosyal etkinliklerle ülke tıbbına ve insanına hizmet götürmek misyonunu taşımaktadır.

Planlanan gecede, Türkiye'nin iyi ses sanatçılarından, aynı zamanda kitap yazarı ve eski dizi oyuncusu olan, opera kökenli  sanatçı Serhat Kaner, grubuyla birlikte sahne alıyor ve Elvis'in en güzel şarkılarını kendi tarzıyla seslendiriyor olacak. Grup üyeleri: Serhat Kaner (Vokal), Görkem Baharoğlu (Lead gitar ve back vokal), Arif Ortakmaç (Bas gitar ve back vokal), Bartu Özbatur (davul), Barış Göker (klavye).

Biletler Biletix'ten , Jolly Joker gişelerinden,Elvis Türkiye ve Memeder'den satışa sunuldu.

Elvis Presley Türkiye Resmi Fan Kulübü ve Memeder, herkesi meme kanserine karşı mücadeleye destek vermek için 8 Ocak gecesi  Jolly Joker'e davet ediyor. 

Biletix'ten satın al:  http://www.biletix.com/etkinlik/SJJ03/TURKIYE/tr

Elvis Presley Türkiye Resmi Fan Kulübü
www.elvisturkiye.com , info@elvisturkiye.com , www.facebook.com/elvisturkiye


www.memeder.org , www.facebook.com/memesagliginelinde


Jolly Joker adres: İstiklal Caddesi, Balo Sokak, No:22,  Beyoğlu, İstanbul, 

27 Nisan 2014 Pazar

E-sigara- 19.gün

Bir önceki yazımda anlattığım elektronik sigara maceramın 19. günündeyim.
İlk bir hafta içerisinde e-sigaradan başka 3 tek dal normal sigara içmiştim. 2 haftadır da sadece elektronik sigara içiyorum.

Durumum şöyle: Normal sigara kokusu duyduğumda hala canım istiyor, öyle tiksinme gibi bir durum yok.
Ancak e-sigaradan alınan terapatik nikotin sayesinde çok zorlayıcı bir istek olmuyor.
Birazcık irade ile de sadece e-sigaraya devam ediyorum.

En klasik ve olmazsa olmaz sigara içme anları olan yemeklerden sonra, kahve ile, içki ile vb durumlarda da e-sigarayla idare ediyorum. Bir zorlanma yaşamadım.

E-sigara likitinin nikotin seviyesini sırasıyla 18 mg- 9 mg ve en son 6 mg a düşürdüm. ( 1 ml'de). Günde 0,3-0,5 ml likit tüketiyorum. Ben zaten sigara içerken de en hafif sigaranın slim olanından içtiğim için ben daha kolay nikotini azalttım ama yoğun ve ağır sigara içicileri nikotin miktarını azaltmada bu kadar hızlı davranmasınlar.

Sigarayla aynı şey değil, kokusu da tadı da başka, yani aslında el alışkanlığı-dudak alışkanlığı-psikolojik alışkanlık ve nikotin alışkanlığı replasmanı yapıyor bir yerde. Ama koku da tat da sigara değil.

3. haftayı bitirmek üzereyken, ilk haftalara göre sigara isteğim daha azaldı.
Sabah uyanınca ciğerlerim daha sağlıklı.
Daha rahat nefes alıyorum.
Koku olmuyor.
Ağzımın tadı hakikaten değişmeye başladı, bazı şeyler daha lezzetli gelmeye başladı, bazılarıysa eskisi kadar güzel gelmiyor.

Benim amacım kalıcı e-sigara içmek değil, kendime eziyet çektirmeden yavaş yavaş sigaradan kurtulmak amaçlı e-sigaraya geçtim. Sanıyorum en geç 1 yıl içerisinde de bunu da bırakmış olurum. Amacım her ay nikotini biraz daha azaltarak en son sıfır nikotinli satılan likitlere geçmek ve en son da tamamen bırakmak.
Bu şekilde yavaş yaptığım için birden kilo alma gibi dertler de olmayacak gibi görünüyor. Ancak artan lezzet hissi nedeniyle canım eskisine göre daha fazla yemek istiyor.

Ben size arada bu konuda durum güncellemesi geçmeye devam edeceğim.
E-sigaraya geçecek olanlara tavsiyem, mutlaka alırken yedek batarya ve atomizer/clearomizer almaları. Ya da ikili satılan set sigaraları tercih etmeleri. Çünkü batarya bittiğinde zor durumda kalabilirsiniz, amaç eliniz normal sigaraya gitmesin :-)  Modele göre atomizer/clearomizer ise zaten sarf malzemesi, kullanıma göre 3-5 günde bir yenisi ile değiştiriliyor...

Bir önceki yazımda detaylarından bahsettiğim VG likitlerden Queen's markasının Captain Kid ve Fresh Deckhand sipariş etmiştim ( 6mg ). Captain Kidd çikolata ve naneli, aşırı derecede tatlı geldi,midem bulandı ve içemedim. Fresh Deckhand ise naneli ama daha denemedim. Captain Kidd'de boğaza vurum ve buhar üretimi yok denecek kadar az. Yani bir daha asla kullanmam.

Yurtdışından sipariş ettiğim Halo premium likitleri ile ilgili de mayıs ayı içerisinde sizleri bilgilendiriyor olacağım...



15 Nisan 2014 Salı

Elektronik sigara maceram :-)

Bunca yıllık profesyonel spor geçmişime rağmen, vaktinde bir defa bulaştığım ancak zevk alıyorum diye daha önce kurtulmaya çalışmadığım ancak daha sonra ne kadar illet bir alışkanlık olduğuna karar verip de, sigara alışkanlığımı bitirme vaktinin geldiğini düşünerek, elektronik sigara ile kendime yeni bir sayfa açmaya karar verdim :-)

Sigara deyince şartlanmış şekilde "irade" diye verilen cevaplardan çok hazzetmediğimi hemen söylemeliyim. Elbette her türlü alışkanlık irade ile çözülür. Ancak insanoğlunun kendi tercihleri de vardır, benim tercihim kendimi sıkıntıya sokmadan bu sorunu halletmek idi. Bir günde bıraksaydım muhtemelen çok kilo alacak, sinirli olacak, sigara içen arkadaşlarımdan ve ortamdan kaçmaya çalışacaktım. E bar işleten biri olarak, bu nasıl mümkün olabilir ki? Birçok örneklerinde olduğu gibi yeniden başlama oranını azaltmak ve vücudu krize sokmadan daha uygun bir şekilde kurtulmak için bu yolu seçtim.

Bu nedenle, yurtdışında birçok ülkede yasal olan ancak vergilendirme mevzuatı konusunda çözülemeyenler nedeniyle ve ülkemizde kimi kartellerin pazar payı endişesiyle olduğunu düşündüğüm bir şekilde yasallaştırılamayan elektronik sigara denemeye karar verdim. Önce bununla ilgili envai çeşit yurtiçi-yurtdışı makale-araştırma okudum. Zararı ile ilgili birşeye rastlayamadım, sadece olabilecek zarar, nikotin miktarını likitlerde ayarlayamamaktan mütevellit fazla nikotin almak olabilir veya merdivenaltı tabir edilen yerlerden orjinal olmayan likit almaktan kaynaklanabilir. Üzerine bir de yurtdışında akademik kariyeri olan bir İngiliz arkadaşın elektronik sigaranın masumiyetini ispatlarcasına tezi ile ilgili onunla sohbet edince, kesinlikle e-sigaraya geçmeye karar verdim.

Birkaç kişinin tavsiyesi ile www.sonsigaran.com sitesinden alışveriş yapmayı tercih ettim. Çünkü en önemli sorun, ülkemizde satışı yasallaşmadığından dolayı, devletin milleti zorla kaçak-merdivenaltı ürün almaya itmesiydi ve bu site orijinal ürün satmasıyla ilgili birçok yerden iyi referanslar almıştı.

Ben şahsen ince ve çok az nikotinli sigara içtiğimden ve tüketimim zaten fazla olmadığından dolayı, ince tipli bir e-sigara seçtim: Kanger E-smart. Bunu da sonsigaran.com bana tavsiye etti.  http://www.sonsigaran.com/elektronik-sigara/elektronik-sigara-baslangic-seti-tek-esigara/kanger-e-smart

Ancak çok daha yoğun içiyorsanız, daha yüksek pil ömrü ve buhar gücü olan orta boy veya daha büyük boy olanlarından almalısınız.

Benim aldığımın içinde 2 tane e-sigara var, böylece şarjı bittiğinde ötekini kullanabilirsiniz. E-sigara prensip olarak şu parçalardan oluşuyor:
Clearomizer ve atomizer: Burası likiti koyduğunuz yer
Batarya
Ağızlık kısmı
Usb ve priz şarj kablosu

Sonra iş likit seçmeye geldi, ben Liqua, Joyetech ve Flavour art likit denedim. Nikotin seviyelerini ise 18- mg, 9 mg ve 6 mg olarak seçtim. 18'lik ağır geldi, 9 fena değildi, 6 biraz hafifti ama bana uygun olması gereken oydu. Burada anlatılan şey 1 mililitrede 6 mg nikotin bulundurması idi. Prensip, orta seviye bir niktonle başlayıp sonra yavaş yavaş azaltarak sıfır nikotinli likitlere geçmek ve zamanla bırakmak. Yalnız, sadece VG olan likitleri denemek için Queen's VG likitlerinden deneyeceğim ve de sonraki hedefim premium likit kategorisindeki pg+vg olan Halo...

Likitlerin içinde 4 madde var: Propilen Glikol (PG), Bitkisel Gliserin (VG), aroma, su, terapatik nikotin
PG de VG de yediğimiz birçok maddede bulunan şeyler olmasına rağmen kimi kişilerde oluşan PG alerjisi nedeniyle (kızarıklıklar vb), sadece VG içerenleri tercih edenler de var. Ancak sigara doygunluğunu arayanlar için, PG içerikliler daha doldunt at, VG içerikliler ise bol buhar üretirler. Yani alerjisi vb olmayanlar için ikisinin karışımıyla yapılanlar daha mantıklı görünüyor.

Bildiğiniz gibi elektronik sigara duman değil buhar üretiyor. Yani içinde sigarada olan binlerce zehirli madde, katran vb yok.

Tecrübelerime gelince, e-sigaraya geçeli tam 6 gün oldu. İlk 3 gün birer dal sigara içtim ama 3. gün yarısında söndürdüm, bir tuhaf geldi. Ben nikotin oranını bilinçli olarak ve gereğinden hızlı şekilde düşürdükçe, ilk başlarda azalan sigara isteğim artmaya başladı ama dayanılamayacak birşey değil an itibariyle. 4 gündür sadece e-sigara içiyorum. İlk günlerde ciğerlerimde bir sıkışma ve baş dönmesi hissettim, araştırdığımda vücudun sigaraya ait katranı atmaya başladığı için böyle şeyler olabileceği yazıyordu. Bugün itibariyle bir sıkışma hissim yok. İlerleyen günlerde tecrübelerimi anlatmaya devam edeceğim. Bu arada e-sigara ile ilgili çok iyi bir forum sitesi var:  http://www.esigara.us/anasayfa.php   Burayı karıştırmadan birşey almamanızı öneririm. Diğer sık sorulan sorular ve cevapları için: http://www.sonsigaran.com/Sigara-birakma
Sigarasız günler dileğiyle :-)



4 Şubat 2014 Salı

Yeni resmi Elvis Presley Fan Klübümüze davetlisiniz !


Kulüp Manifestomuz:
https://www.facebook.com/elvisturkiye
Öncelikle neden yeni bir Elvis Presley Fan klübü oluşturma ihtiyacını hissettiğimizi açıklamak isteriz.
Elvis Presley Enterprises ile görüşmelerimizde, bize kendi inandığımız yol doğrultusunda klübü yürütebileceğimizi belirttiler, aşağıda anlatacaklarımızı onlara da anlatarak onayını önceden aldığımızı belirtmek isterim.

Bildiğiniz gibi Elvis Presley, müzik tarihindeki en önemli idollerden ve rock müziğin atalarından birisidir.
Maalesef, Elvis Presley ülkemizde bu yönde pek tanınmamakta ve genelde animasyon gösterisi veya palyaço gibi kullanılarak imajına zarar verilmektedir. 
Peruğu takıp süslü birşeyler giyen ve sesi bırakın Elvis'i, vasatın vasatı bir şarkıcıdan bile daha kötü kişiler, sesini biraz kalınlaştırıp yayarak Elvis şarkıları söylemektedirler. Dünyanın en iyi şarkıcılarından birini bu şekilde temsil etmek hakikaten acı verici. Bu gibi taklitlere genç nesilin gülüp dalga geçmesine ve Elvis'i böyle tanıyıp anlamamasına şaşmamalı. Bu işi düzgün yapanların alınmamasını rica ediyorum.

Ve Elvis'i sahiplenen bazı kesimler de adeta holiganvari bir yaklaşımla, başka müzik türlerini veya sanatçıları dinlemeyi reddetmiş, içine kapanmış ve bu tavırla da Elvis'in müzik tarihindeki önemini insanların anlamasına bir bakıma istemeden de olsa engel olmuşlardır.  Bu yönde doğru olarak çaba gösteren birçok kişi bulunsa da, onların çabaları da yetersiz kalmıştır. Elvis'i anlamak ve dinlemek için, diğer sanatçıları yok saymaya, başka grupların fan klüpleriyle kavga etmeye gerek yoktur. Herkes Elvis'i kendi istediği şekilde sevebilir, birinin bunun yönünü çizmesi veya kendince kurallar koyması doğru değildir.

Peki Elvis'i bilmek ve doğru anlamak neden önemli? Nasıl tarihimizi bilmeden ileriye bakamayacaksak, aynı şey müzik tarihi için de geçerlidir. herkes Elvis Presley'in müziğini sevmek veya dinlemek zorunda değil; fakat anlamak ve saygı göstermek durumundadır. Çünkü Elvis ve onun gibi bazı kişilerin çabaları,çektikleri,verdikleri savaş nedeniyle şu an dinlediğimiz müziği dinleyebiliyoruz. Yurtdışında birçok bilinen sanatçı Elvis konusuna böyle yaklaşmakla beraber maalesef Türkiye'de yeni nesile bu konu pek anlatılamamıştır.

Elvis Presley'nin müziği, o günkü şartlarla değerlendirilmelidir. Elbette günümüzdeki teknolojik imkanlar, aletler, bilgi o zaman mevcut değildi. Elbette bugünün imkanlarıyla yaratılan eserlerle kıyaslanamaz. O imkanlar dahilinde, o günün inançlarıyla ve zorluklarıyla, neredeyse kilise tarafından rock'n roll söylediği için aforoz edilme tehlikesine dahi yaklaşan, rock'n roll'u bitirmek adına uzun askere gönderilen Elvis Presley'nin çektiklerini anlamak kolay değil. O bu savaşı vermeseydi, şu an müzik sektörü nerede olurdu tahmin etmek hakikaten zor. Osmanlı'da matbaa yasaklanmasaydı neler değişebilirdi bir düşünün, aynı şekilde Elvis de pes etmediği için bugün buradayız.

Tüm bunları yaparken, sözleşmesi bulunan menajeri nedeniyle,istemediği filmlerde oynatılarak istemediği şarkılar da söylettirilmiştir. Ondan önce bir superstar yoktu, o, bu caimada superstar olmak ne ise bize gösterdi ama aynı zamanda bunun bedelini de hayatıyla ödedi. Kapalı kapılar ardında dünyadan kopuk bir hayat yaşadı, hayallerini gerçekleştirme imkanı bulamadı. Fakat bunlar yaşanırken garip bir şekilde saflığını ve iyiniyetini hiç kaybetmedi ve parasını etrafa ve muhtaçlara düşünmeden sürekli dağıtması nedeniyle bir kaç defa tüm parasını kaybetti.

Tüm bu detaylara ilerleyen zamanlarda geleceğiz. Derneğimizin başkanı bendeniz Arzu Kaner, Başkan yardımcısı ise Aslı Mühürhancı'dır. Bayanlar tarafından yönetilen TR'nin lk Elvis Klübüyüz, çünkü Elvis hayranıyız :-). Ve sadece Elvis de değil, müzik tarihinde hayranı olduğumuz birçok kişi ve grup var. Amacımız Elvis'i doğru tanıtmak ve anlatmaktır.  Web sitemiz: www.elvisturkiye.com  olup halen yapım aşamasındadır, bittiğinde haber vereceğiz. Yazar alımlarına açığız, lütfen bu konuda bizimle irtibata geçiniz. Twitter adresimiz: https://twitter.com/elvisturkey

Selam ve saygılarımızla,



8 Ocak 2014 Çarşamba

Elvis meets the Beatles!

Rock'n Roll'un kralı Elvis Presley'nin bugün doğumgünü...Bu nedenle, bu ay 15 Ocak'ta Mojo Beyoğlu'nda, 2 efsaneyi aynı sahnede onurlandıracak kaçmaz bir konser haberi verelim:

"“Türkiye’nin Elvis’i” olarak tanınan Serhat Kaner, Türkiye’deki en iyi Elvis yorumcularından biri. Çok geniş bir repertuvara ve sadece ülkemizde değil, Avrupa’da da büyük hayranlık uyandıran müthiş bir sese sahip olan Kaner, 20 yıldan fazla bir süredir sahnelerde müzikseverlerle buluşuyor.

Bilindiği gibi, Meat The Beetles, Türkiye’nin ilk ve tek The Beatles tribute grubu. 2009’dan beri gerek Türkiye’nin, gerek Avrupa’nın en iyi sahnelerinde The Beatles şarkılarını yorumluyor ve izleyicilerin büyük beğenisini kazanıyor.

Serhat Kaner ve Meat The Beetles, bir araya gelerek unutulmaz The King ve Fab Four hitlerini birlikte söyleyecek. Bu yepyeni proje, 15 Ocak 2014 akşamı Mojo’da ilk kez seyirciyle buluşacak. Siz de bu konserde yerinizi alın ve müzik tarihinin altın çağından günümüze gelen eşsiz melodilere kulak verin."





30 Eylül 2013 Pazartesi

Barınak yardımı, ayda sadece 30 TL !

Ayda sadece 30 TL'ye, Kaş Hayvan Barınağı'ndaki bir köpeğe sponsor olabileceğinizi biliyor musunuz? 

O, barınakta kalmaya devam edecek ama siz onun manevi ailesi olacaksınız. Barınaktaki yaşam koşulunun iyileşmesinde ve ona iyi bir yaşam sağlamada büyük bir desteğiniz olacak. 

Sürekli barınaklardaki kötü durumlarla ilgili video ve haber paylaşmak yerine, gerçekten bu koşulları değiştirmek için canla başla çalışan resmi derneğimize bu konuda destek olmak ister misiniz? 

Bir cana el vermek için tek yapmanız gereken aşağıdaki email ile irtibata geçmek ve sonra gönderilen köpek resimleri arasından birini seçerek isim vermek. En son olarak, resmi dernek hesabına ayda 30 TL düzenli ödeme talimatı verdiğinizde herşey tamam olacak. Köpeğinizin resimleri , videoları sizlerle düzenli olarak paylaşılacak. Çözümün parçası olmak istemez misiniz?

Kaş Hayvan Dostları derneği. ( İrtibat: kanerarzu@gmail.com )  
 
Not:Resmi dernek sicil no: BO54VLK4076001.470/4292

28 Ağustos 2013 Çarşamba

ÖNEMLİ DUYURU- ROCKY İÇİN !

ÖNEMLİ DUYURU- ROCKY İÇİN ! Sevgili arkadaşlar, biricik köpeğim Rocky'nin hastalık zamanı ve aramızdan ayrılışında da birçok dostum yazdı, yapabileceği birşey olup olmadığını sordu. EVET YAPABİLECEĞİNİZ BİRŞEY ŞU AN VAR! Rocky'nin anısını onurlandırmak istiyorum. O nedenle Rocky onuruna, Kaş Hayvan Dostları Derneği bağış kampanyası yaptık, Rocky için artık birşey yapamayız ama, Rocky'nin dostlarının karnını doyurabilir ve kısırlaştırılmasına, onun gibi zehirlenenlerin iyileştirilmesine faydanız dokunabilir. Miktar hiç farketmez, sembolik küçük bir miktar da olabilir, damlaya damlaya göl olur. Bu nedenle aşağıda derneğin hesap numaralarını veriyorum. Sizden arkadaş olarak ufacık bir ricada bulunuyorum. Rocky'yi onurlandırmak için, bir kahve parası kadar bile olsa desteğinizi esirgemeyeceğinizi düşünüyorum. Bunu benim için yapar mısınız? 

Yapı Kredi Bankası
Iban: TR19 0006 7010 0000 0092 0651 72
Kaş Hayvan Dostları Derneği

Dear friends, as you know my lovely Dog Rocky got poisened and we failed to heal him beacuse of the strong poison. At that period lots of my friens asked me that if they can do something or not. Maybe he passed away but I really need our help right now to save other dogs in sanctuary at Kaş. There is a legal charity here called Kas Animal Friends Charity, and i will appreciate if you can send even small amounts to help the other dogs...Could you please do that for me to honour the memory of Rocky?